İş görüşmesinde bir anda İngilizce konuşmanız gerekirse
İngilizce mülakat kuşkusuz herkesin korkulu rüyasıdır. Ya bir anda “lets continue in English!” derlerse ne olacak? Öyle bir atmosferde kendi dilini kullanmak bile zorken, hiç beklemediğiniz anda size İngilizce konuşmanız istenirse ne yaparsınız?
Eğer yurt dışı tecrübeniz yoksa veya iyi bir özel okul mezunu değilseniz Türkiye’de lisede ve üniversitede İngilizce eğitimi ne yazık ki akıcı bir şekilde İngilizce konuşmanıza izin vermiyor. Japon öğrencilerin çoğunda olduğu gibi, belki kelime hazneniz ve grameriniz süper olabilir ama iş konuşmaya gelince eliniz ayağınız tutulur ya, işte size bu sorunu çözmek için bazı tavsiyeler :
- Öncelikle kendinize düzgün ve profesyonelce hazırlanmış bir İngilizce özgeçmiş edinin. Çünkü size sorulabilecek potansiyel soruların çoğunu özgeçmişinzde hazırlamış olacaksınız.
- Hayatınızla ilgili bazı cümlelerin İngilizcesini ezberleyin. Ne zaman doğduğunuzu, hangi okullarda okuduğunuzun, hangi firmalarda ne görevlerde bulunduğunuzun İngilizcesini hazırlayın ve akıcı bir şekilde söylemenin pratiğini yapın.
- Rahat olduğunuzu gösterebilmek için bazı İngilizce deyim ve tamlamaları kullanacak kadar öğrenin. Örneğin konuşmanın herhangi bir yerinde “How about you? What do you think about the automotive industry?” gibi soruları sorabilecek kadar hazır olun.
- Görüştüğünüz firma hakkında iyi araştırma yapın. Firmanın web sitesinden bazı bilgileri öğrenin, firma hakkında birkaç tane İngilizce soru hazırlayın. Bu sizin görüşmeye hazırlıklı geldiğinizi, herhangi bir anda İngilizce bile olsa soru sormakta problem yaşamadığınızı gösterir.
- İngilizce görüşmelerde rakamlar ve tarihler tehlikelidir. Bir anda “I was born in” ile başlayıp 1985’i Türkçe söylerseniz bütün emekleriniz boşa gidebilir. O yüzden kullanacağınız rakam ve tarihleri ezbere bilin.
- Görüşme İngilizce başlarsa, açılış konuşması çok önemlidir. Konuşmayı nasıl açacağınıza mutlaka çalışın. Örneğin görüşme yeni başladıysa “First of all, I would like to thank you for inviting me…” diye, veya görüşmenin arasında İngilizce konuşmanız istenirse “Of course we can carry on in English..” gibi girişlere hazırlıklı olun.
- Görüşmenin tam neresinde İngilizce’ye döneceğinizi bilemezsiniz o yüzden, görüşmede rahat olabilmek için sadece görüşmenin İngilizce kısmı değil Türkçe kısmı için bile hazırlıklı olun. Özgeçmişinizi birkaç kez okuyup size gelebilecek soruları ve cevaplarını hazırlayın, hatta bu soruların İngilizce cevaplarını da hazırlayın. İlk birkaç soruya güzel cevap verirseniz, gerisi çok daha kolay olacaktır.
- Kesinlikle ilk soruda “Well..” diye başlayıp arkasını getiremeyecekseniz, karşınızdakini yabancı diliniz ile etkilemeye çalışmayın. Unutmayın ki, eğer o kişi sizinle İngilizce görüşmek istiyorsa kendine güveni çok daha fazladır ve sizden bir İngiliz gibi İngilizce konuşmanızı beklemiyorlar. O yüzden kesinlikle aksanınız varmış gibi rol yapmayın, kendiniz olun.
- Mesleğiniz veya başvurduğunuz iş ile ilgili İngilizce teknik terimler ve jargonlara hazırlıklı olun. Örneğin otomotiv satış ile ilgil ibir işe başvuruyor iseniz fren (brake), vites (clutch) veya gaz (accelerator) gibi terimlere çalışın.
- Sorulara hemen cevap vermek zorunda değilsiniz. Biraz bekleyip, soruyu iyi anladığınızdan emin olup vereceğiniz cevabı hazırlayın, sadece cevap vermiş olmak için konuşmayın, kontrollü ve kendinizden emin olarak konuşun.
Anadiliniz olmayan bir dilde iş görüşmesi yapmak çok zor olduğu gibi, karşınızdakinin sizden bir BBC İngilizcesi beklemediğini, sadece düzgün iletişim kurup kuramayacağınızı görmek için konuşmak istediğini bilmek önemlidir. O yüzden hazırlıklı olun, rahat olun ama en önemlisi kendiniz olun. Başarılar…
Tamer Yavuztürk
www.yavuzturk.com